Kayseri’nin tarihi sokaklarından birinde yaşanan trajik bir olay, tüm Türkiye’yi derinden sarstı. Henüz beş aylık olan Mehtap bebek, evinde ölü bulundu. Olayın ardından yapılan incelemelerde, Mehtap’ın anne ve babası hakkında sürpriz gelişmeler yaşandı. Aile içindeki anlaşmazlıklar ve kötü yaşam koşulları, küçük bebeğin ölümüne yol açan faktörler olarak gündeme geldi. Cesedi bulunan Mehtap bebeğin anne ve babası, Türkiye’nin birçok yerinde gündem oluşturan ceza ile karşı karşıya kaldı.
Mehtap bebeğin ölümüne dair yürütülen soruşturma, birçok ayrıntıyı gün ışığına çıkardı. Ebeveynleri, Altan ve Aylin, evlerinde başka sorunların yanı sıra, psikolojik problemlerle mücadele ettiğini belirtti. Aile içindeki sorunların büyümesi, sosyal hizmetlerin müdahalelerine ihtiyaç duyulmasına yol açmıştı. Ancak, yapılan bildirime rağmen, aileye daha fazla destek verilmediği iddia edildi.
Mehtap bebeğin ölümüne dair otopsi raporlarında, ölüm nedeninin açlık, ihmal gibi sebeplerle ilişkili olduğu ortaya çıktı. Ayrıca, komşuların ifadeleri, çiftin bebeklerine gereken bakımı gösteremediğini destekler nitelikteydi. Yerel halk, Altan ve Aylin’in aile içindeki şiddetli tartışmalarını ve yetersiz beslenme koşullarını gözlemleyip, sosyal hizmetlere bildirmiş olsalar da, yaşanan trajedi bu bildirimlerin yeterli olmadığını gösterdi. Olayın ardından yapılan incelemeler, aile sorunlarının çaresiz bir sonuca yol açtığını kanıtlar nitelikteydi.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, yürütülen soruşturma neticesinde, ebeveynlerin ihmal ve kötü muamele suçlamasıyla yargılanmasına karar verdi. İlk duruşma sonucunda anne Aylin, 12 yıl hapis cezasına çarptırılırken, baba Altan'a ise 10 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme, verilen cezanın caydırıcı olması amacıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına yönelik bir karar verebileceğini de vurguladı.
Anne ve baba, kararın verilmesinin ardından sosyal medyada büyük bir tartışmaya neden oldu. Çeşitli çevrelerden gelen tepkiler, cezanın yetersiz olduğu yönünde oldu. Birçok sosyal medya kullanıcısı, “Bir çocuk için verilen bir yıl bile yetersiz” yorumlarıyla ailelerin üzerindeki sorumluluğun daha fazla olması gerektiğini savundu. Özellikle, toplumun gözünden kaçan aile içi sorunlara dikkat çekerek, benzer olayların yaşanmaması için toplumsal bilincin artırılması gerektiği vurgulandı.
Olay, Türkiye'deki çocuk istismarı ve ihmali konusunda yeniden bir farkındalık yaratırken, sosyal hizmetlerin gücünü ve etkisini tartışmaya açtı. Uzmanlar, böyle trajik olayların önüne geçmek için ailelerin desteklenmesi gerektiğinin altını çizerken, devletin çocukların güvenliği için daha etkin çalışmalara imza atması gerektiğini ifade etti.
Mehtap bebeğin hayatının kaybedilmesi, herkesin vicdanında derin bir yara açtı. Bu olay, birçok kişi için, çocukların korunması ve aile içi şiddetin önlenmesi üzerine yeniden düşünme ve harekete geçme çağrısı oldu. Gözyaşları içinde bırakılan aileler ve kaybedilen hayatlar, umarız ki, benzer trajedilere neden olmayacak derin bir ders olmaktadır. Kamuoyunun dikkatini çeken bu tür olayların, çözüme kavuşturulması için daha fazla mücadele edilmesi gerektiği aşikardır.
Ölü bulunan Mehtap bebeğin davası, sadece bir aile dramı değil, aynı zamanda Türkiye’de hala devam eden pek çok sorun için bir çağrı niteliği taşıyor. Her çocuğun güvenli bir ortamda yaşama hakkı olduğu unutulmamalıdır. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için sadece yasaların değil, toplumun dayanışmasının da önemli olduğu bir kez daha hatırlanmalıdır.