Doğanın eşsiz güzellikleriyle iç içe yaşamayı sevenler için Türkiye’nin belirli bölgeleri hâlâ keşfedilmeyi beklerken, Leylek Köyü bu anlamda adeta bir cennete dönüşüyor. Özellikle Yaren leyleğinin tanındığı doğa dostu bu köy, leyleklerin yuva yapmak için tercih ettiği başlıca merkezlerden biri haline geldi. Ancak dikkat çeken bir başka detay ise köyde Yaren leyleği kıskandıracak kadar fazla leylek yuvasının bulunması. Yerel halk tarafından Leylek Köyü’ne gösterilen sevgi ve ilgi, burayı bir gözlemci için adeta bir cennet kılıyor. Peki, bu kadar çok yuvanın bulunduğu Leylek Köyü'nün sırrı ne?
Leylek Köyü, sayısı 2.000’in üzerinde olan leylek yuvasıyla dikkat çekiyor. Bu sayı, Yaren leyleği cinsinden yaklaşık 8 kat daha fazla. Yörenin doğal yapısı, tarım alanları ve sulama kaynakları, bu bölgenin leylekler için neden bu kadar cazip olduğunu açıklayan unsurlar arasında yer alıyor. Bahar aylarında köyde bulunan bu kuşlar, göç ettikleri diğer bölgelerde de büyük ilgi görüyor. Leyleklerin, bir bölgede yoğunlaşması, o bölgenin ekosistemine doğrudan etki ediyor. Leylekler, nesli tehlikede olan birçok canlı türünün korunmasına yardımcı olan önemli bir rol üstleniyorlar.
Köydeki boş alanlar ve korunaklı binalar, leyleklerin yuva yapma alışkanlıkları açısından da büyük kolaylık sağlıyor. Leylekler, yaz boyunca bu alanda konaklayarak hem üreme dönemlerini geçiriyor hem de yeni nesillerini dünyaya getiriyor. Geleneksel yapılar içerisinde, cami minaresi, ağaçlar ve evlerin çatılarında yer alan leylek yuvaları, köyün çeşitli güzelliklerini oluşturuyor. Bu yuvanın zenginliği, bölgedeki ekoturizmin gelişimine de katkı sağlıyor ve her yıl yerli-yabancı birçok turist Leylek Köyü'nü ziyaret ediyor.
Leylek Köyü, ekoturizm açısından oldukça büyük bir potansiyele sahip. Doğal güzelliklerle dolu olan köy, her yıl bahar aylarında yurt içi ve yurt dışından gelen turistlerle dolup taşıyor. İşte tam bu noktada yerel halk, bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyor. Köyde düzenli olarak yapılan festivaller ve etkinlikler, leyleklerle ilgili yaratıcılıklarını ortaya koymalarına olanak veriyor. Turistlere yerel lezzetlerin sunulması, geleneksel kıyafetlerin sergilenmesi ya da doğa yürüyüşleriyle yapılan turlar, ziyaretçilere hem eğlenceli hem de öğretici anlar sunuyor.
Leyleklerin köydeki ikamet süreleri boyunca düzenlenen "Leylek Festivali", her yıl büyük bir coşkuyla kutlanıyor. Bu festival, yerel halkın leylekleri onurlandırdığı ve kuş gözlemcilerin de bir araya geldiği bir etkinlik olarak öne çıkıyor. Ayrıca, ziyaretçilere leyleklerin yaşam döngüleri, üreme süreçleri ve migrasyon alışkanlıkları hakkında bilgilendirme yapılıyor. Bu durum, hem köyün tarihine ışık tutarken hem de leyleklerin korunması için duyarlılığı artırıyor.
Çocuklar için de özel etkinliklerin düzenlendiği bu festivaller, doğa sevgisini aşılamak ve bilinçlendirmek açısından son derece önemli. Leylek Köyü, tüm bu özellikleriyle bir eğitim merkezi gibi işlev görüyor. Bu nedenle, farklı yaş gruplarındaki insanlarla kültürel alışverişlerin yapılması sayesinde herkesin hayatına dokunan bir deneyim yaşatıyor.
Sonuç olarak, Leylek Köyü; doğal güzellikleri, ekoturizm potansiyeli ve yerel yaşam tarzıyla dikkat çeken; leyleklerin güven içinde yaşam alanı bulduğu bir yuva olarak karşımıza çıkıyor. Bu benzersiz köy, hem ziyaretçileri hem de leylekleri kucaklayarak uzun yıllar boyunca yaşatılması gereken bir mirasın temsilcisi olmaya devam ediyor. Gelişmeye açık olan Leylek Köyü, yöre halkının işbirliğiyle daha fazla ilgi ve koruma alanı bulmaya adaydır. Yaren leyleğinin bile kıskandığı bu özgün ekosistem, Türkiye’nin doğal zenginliklerinden biri olarak hafızalara kazınıyor.