Son yıllarda dünya genelinde artan jeopolitik gerginlikler, ekonomik krizler ve iç çatışmalar, pek çok uzmanı endişelendiriyor. 350'den fazla uluslararası uzman, önümüzdeki on yıl içinde bir dünya savaşı çıkabileceği konusunda korkutucu bir öngörüde bulundu. Bu rapor, savaşın nasıl patlayabileceği ve hazırlıklı olmamız gereken durumları ele alıyor.
Bir grup akademisyen, stratejist ve güvenlik analisti, günümüzdeki politik atmosferin, tarihsel olarak büyük çatışmalara yol açabilecek unsurlar taşıdığını ifade ediyor. Geçtiğimiz yıllarda Meksika, Suriye, Ukrayna ve Baltık ülkeleri etrafında meydana gelen gerginlikler, dünya çapında büyük bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir. Uzmanlar, özellikle büyük güçlerin rekabetinin, çatışmayı kaçınılmaz hale getirdiğini belirtiyor.
Raporda bazı çarpıcı örneklere de yer veriliyor. Örneğin, Doğu Avrupa'daki Rus askeri yığınakları ve Batı'nın buna verdiği tepkiler, taraflar arasında bir sıcak çatışma yaşanmasına adeta zemin hazırlıyor. Ayrıca, Asya-Pasifik bölgesindeki Çin’in artan etkisi ve bu duruma karşı ABD’nin gösterdiği tepki, uzmanlar tarafından dikkatle izleniyor. Bu denge politikalarının, büyük bir çatışmaya dönüşebilecek kırılgan bir ortam yarattığını vurgulayan araştırmacılar, önümüzdeki dönemde stratejik hataların yaşanabileceği konusunda da uyarılarda bulunuyor.
Uzmanlar, geçmişte dünya savaşlarının nasıl meydana geldiğine dair bir analiz sunarken, bugünkü koşulların ne denli farklı olduğunu da ortaya koyuyor. Tarihte, I. ve II. Dünya Savaşları’nın ardındaki nedenlerin çoğu artık geçerli olmasa da, çıkar çatışmaları, ideolojik zıtlıklar ve ekonomik belirsizlikler hâlâ varlığını sürdürüyor. Modern savaşlar artık yalnızca ülkeler arasında değil, aynı zamanda bireyler ve sivil toplumlar arasında da şekilleniyor. Asimetrik savaş taktikleri, siber saldırılar ve terörist etkinlikler, devrim niteliğinde yeni savaş stratejileri oluşturuyor.
Bu bağlamda, uzmanın öngördüğü savaş, geleneksel sınırlarla belirlenmeyen, daha karmaşık ve çok yönlü bir etkileşim ağına dayanıyor. Dolayısıyla, bir dünya savaşı çıktığında bunun kaçınılmaz bir şekilde tüm dünya ülkelerini etkilemesi muhtemel. Uzmanlar, dünya genelindeki hükümetlerin bu tür bir durumu önlemek için daha proaktif politikalar geliştirmesi gerektiğini savunuyor. Diplomasi ve uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi noktasında yapılan çağrılar, mevcut gerginlikleri azaltmak adına kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar ayrıca, bireylerin ve devletlerin bu gibi tırmanışlardan nasıl korunabileceği konusunda eğitilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor. Ayrıca, eğitim, bilgi paylaşımı ve uluslararası dayanışmanın arttırılması gerektiğinin altını çiziyor. Toplumların bu tür felaketlere karşı daha dirençli hale gelmesi için, bireysel ve toplumsal olarak bilinç ve hazırlık sürecinin başlatılması çağrısında bulunuyorlar.
Sonuç olarak, 350'den fazla uzmanın öngörüsüne dair bu rapor, hepimizi derinden düşündürmesi gereken bir konu hakkında net bir işaret veriyor. Tüm dünya, büyük gücü olan ülkelerin davranışlarına bağlı olarak, bir felaketin eşiğinde olabilir. Savaşın kaçınılmaz olduğu düşüncesi yerine, barış ve iş birliği geliştirme çabalarının şu an için en uygulanabilir yol olduğu ortadadır. Ancak bu yolda ilerlememiz için gereken adımlar atılmazsa, gelecekte yaşanabilecek senaryolar hiç de iç açıcı görünmemektedir. Şimdi harekete geçmek, bu alandaki uzmanların ve vatandaşların ortak sorumluluğudur.