Türkiye’nin en yaşlı kadını olarak tüm ülkede tanınan 131 yaşındaki Ayşe Nine, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetti. Onun yaşamı, sadece uzunluk değil, aynı zamanda derin bir tecrübe ve hikaye birikimi anlamına geliyordu. Bu süre zarfında yaşadığı olaylar ve dönemin tanıklarıyla dolu hayat hikayesi, Türkiye'nin tarihine ışık tutarken, genç nesillere de ilham vermeye devam edecek. Ayşe Nine’nin hayatı, merak edilen birçok konuya yanıt veriyor: Uzun yaşam sırları, sosyal ilişkiler, insanların yaşam tarzları ve sunulan zorluklarla nasıl başa çıkıldığı üzerine oldukça değerli bilgiler sunuyor.
Ayşe Nine, 1892 yılında Türkiye’nin güzel köylerinden birinde dünyaya geldi. Çocuk yaşta, I. Dünya Savaşı’nın sancılı günlerini ve ardından gelen Cumhuriyet tarihinin başlangıcını yaşadı. Geçim sıkıntısı ile boğuşan ailesinin yanında büyüyen Ayşe Nine, tarım işçisi olarak ailesine destek oluyordu. Herkesin zorlu şartlarla yaşadığı o dönemde, insanlara umut olan bir figür haline gelerek, çevresindekilerle güçlü ilişkiler geliştirdi. 20. yüzyılın başlarından günümüze kadar gelen olayları, görüp yaşadığı iklimin etkileri, onun dünya görüşünü ve yaşama olan bağlılığını şekillendirdi.
Yıllar süren mücadelelerle, Ayşe Nine, 1915’te evlendi ve dört çocuk sahibi oldu. Çocuklarına, daima azim ve çalışma azmi aşılayan bir anne olarak tanındı. Kendisinin hayattaki en önemli prensiplerinden biri, aile bağlarının kuvvetli olmasıydı. Aile bireyleriyle bir arada geçirdiği zamanların kıymetini, çocukları ve torunları aracılığıyla artan bağlarla güçlendirdi. Aile geleneğini devam ettirirken, geçmişi unutmamak ve gelenekleri yaşatmak konusunda hayret verici bir azim gösterdi.
Ayşe Nine, uzun yaşamının sırlarını ise beslenme alışkanlıkları ve olumlu düşünce tarzına bağlıyordu. Her daim sağlıklı beslenmesine, organik gıdalar tüketmesine ve taze sebzeler ile meyvelerle geçirdiği her günü değerlendirmeye özen gösterdi. Uzun yürüyüşler yapmak, ona hem fiziksel hem de zihinsel bir zindelik kazandırdı. Her gün düzenli olarak egzersiz yapmayı önemseyen Ayşe Nine, insan ilişkilerini de her zaman ön planda tuttu. Yaşıtları ile düzenli buluşmalar yaptı, genç nesillerle olan diyalogları sayesinde kendini genç hissetti.
Yaşadığı dönemler vasıtasıyla gençlere de birçok önemli dersler vermiştir. Savaşların getirdiği acıların, insanların dayanışmayı gerektirdiğini kanıtlayarak, her daim birlik ve beraberliği önceliklendirdi. Onun hayat hikayesi, büyük bir olgunlukla dolu ve yaşadığı tüm zorluklarla şekillenen hikayesinin detayları, gelecek nesillere ilham vermeye devam edecek. Ayşe Nine’nin yaşamı, sadece kendi yaşam yolunun değil, aynı zamanda tüm Türkiye’nin tarihi üzerindeki izlerin de bir yansımasıydı.
131 yıllık yaşam süresi boyunca pek çok değişim yaşadı; bilimin ilerlemesi, teknolojinin gelişimi ve toplumsal hareketlilikler gibi konular üzerinde o kadar çok görgü ve deneyim sahibi oldu ki, yaşadığı her olay onu daha da güçlendirdi. 2023 yılı itibarıyla Türkiye’nin en yaşlı kadını olarak Dünya’da nadir rastlanan bir birey olmanın gururunu sonuna kadar yaşadı. Ölümünden sonra anısına düzenlenecek etkinliklerde, onun hayat felsefesi ve yaşamı bilgelik barındıran genç nesillere aktarılacak. Ayşe Nine, geride bıraktığı miras, tecrübesi ve içten gülümsemesiyle hafızalardan silinmeyecek.
Ayşe Nine’nin bu uzun ve dolu dolu hayatı, ona yakın olan birçok insanı derin bir üzüntüye boğdu. Onun kaybı yalnızca ailesi için değil, tüm toplumu için büyük bir yas kaynağı oldu. Unutulmaz anılar, güler yüzü ve hayat dolu kişiliğiyle sürekli hatırlanacak. 131 yıllık iz bırakan bir hayat yolculuğu sona erdi; ama Ayşe Nine’nin hikayesi, her zaman hatırlanacak ve anlatılacak. 131 yaşında geçen bir ömürdeki anıların, deneyimlerin, paylaşmanın ve sevginin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamış olduk.